“Ee, senin defterin nerede?” diye sordu Mira. Fazla rahattı. Adı ve yüzü ortadaydı. Umut’un onu öldürmeyeceğini bilmese muhtemelen defterden asla bahsetmezdi.  

 Umut defterini çıkardı, Mira’ya uzattı. Mira deftere dokundu ve Kuraku’yu gördü. Nikki, Kuraku’yu darlamaya başladı.  

  “O kadar ses etme dedin, kız zaten biliyordu.” 

 Umut, Kuraku’ya döndü.  

  “Bunca zaman biliyordun ama bana söylemedin, öyle mi?” 

  “Ölüm melekleri defter kullanıcılarına yardımcı olmamalıdır. Bilmiyor musun?” dedi Mira. 

  “Evet ama bu adam ölüm meleği diyarının kralı olmak istiyor. Ben yakalanır veya ölürsem başka birisini bulmalı. Bu durumda bana yardımcı olabilir.” 

Gerçekten de öyleydi. İnsana yardımcı olup olmamak tamamıyla ölüm meleğinin inisiyatifine kalmıştı. Ancak bir ölüm meleği ölümün gücünü yani defterini kullanır ve bir insanın ömrünü bilinçli olarak uzatırsa bu ölüm meleğinin ölümüyle sonuçlanacaktı. 

 Mira defterini yalnızca 21 gündür kullanabiliyordu ancak defter ona bir yıl önce düşmüştü. 

“Benimle iş birliği yaparsan sana bir ölüm meleğini öldürmenin yolunu anlatırım,” dedi Mira. 

“Arma isimli bir ölüm meleği vardı. Son Kira’yı kurtarmak için defterini kullandı ve öldü. Bunu zaten biliyorum,” diye cevap verdi Umut. “Benimle pazarlığa oturabilecek neyin var?” diye sordu. Elinde hem Mira’nın defterini tutuyordu hem de kendi defterini. 

Umut, Mira defteri uzattıktan sonra elinden almıştı, kendi defterini ise sadece dokunabileceği kadar uzatıp tekrar kucağına almıştı. İki ölüm defteri de şu an ondaydı. Mira’nın adını defterine yazarsa iki defterin de sahibi olacaktı ama evinde birinin kalp krizi geçirmesi büyük bir sorun olurdu. 

Gerçi ölümden sonraki hareketlerini 21 güne kadar kontrol edebilirdi. Düşündükçe aklında farklı senaryolar canlanıyordu. 

Elbette Mira’yı öldürmek istemiyordu. Mira ölüm meleğinin göz yeteneğine sahipti. Bu, televizyonda ismi yanlış gösterilen suçluları ve sahte isim kullanan oyuncuları kontrol edebilmesi anlamına geliyordu. İstediği şey buydu, Mira ile göz yeteneği için anlaşabilmek. 

Ömrünün yarısını vermeden göz yeteneğine sahip olabilirdi. Üstelik hiç kimse “Neden Mira ile bu kadar çok takılıyorsun,” diyemezdi çünkü bu son zamanlarda olan bir olay değil.  

Her ne kadar şimdiye kadar ona soğuk davranmış olsa da Mira her zaman Umut’a yaklaşır, konuşma başlatırdı. Yani bu ikili arasında romantik bir şey olması şaşılacak bir şey olmadığından aldıkları tepkiler en fazla “Biliyordum ya,” şeklinde olurdu. 

“Zaten söylemiştim, sen de biliyorsun. Gözlerimi istiyorsun değil mi?” 

“Evet, hem de her istediğimde.” 

“Anlaştık o zaman,” dedi ve Mira gülerek çantasından diğer defterlerini çıkardı. Defterlerin birinde ülke liderleri, savaşlarda etkili olan komutanlar ve ekonomiyi sarsabilecek ailelerin listesi vardı. Her türlü bilgiler ve yanlarına yapıştırılmış olan fotoğrafları ile devasa bir arşiv gibiydi. 

“Sadece gözlerim değil, bunları da isteyebilirsin,” dedi. 

Umut’un kabul etmemek için bir sebebi yoktu. Peki ama Mira karşılığında ne bekliyordu? Umut’un ne devasa bir listesi vardı ne de göz yeteneği. Sadece defteri vardı ama Mira da aynı özelliklere sahip Nikki’nin defterine sahipti. 

“Peki sen ne istiyorsun?” diye sordu Umut.  

“Saçmalama Umut. Senden bir şey istemiyorum,” dedi. Fazla güvenilmez bir cevap. 

***

Mira’nın ölüm defteri, kral olmak isteyen bir ölüm meleği tarafından düşürülmemişti. Aslında defterin sahibi de Nikki değildi.  

Bir ölüm meleği ömrünün sonuna geldiğinde, bir insanın adını yazar ve ortalamada 100 yıllık ömür toplar. Yani bir ölüm meleği için deftere yüz yılda bir veya iki isim yazmak yeterli olur.  

Nikki’nin yakın bir arkadaşı olan bir ölüm meleği Nocku çürüyen ölüm meleği diyarından sıkılmıştı. Yeni bir isim yazmak istemiyordu. Bu yüzden yazmak istediği son ismi kasıtlı olarak yanlış yazdı ve defterin ne yapacağını görmek istedi. 

Oysa deftere bir isim kasıtlı olarak dört kez yanlış yazılırsa ölüm, adı yazılan kişiye uğramaz. Ancak ismi dört kez yanlış yazan defterin sahibi ölür. 

Denemek için rastgele seçtiği kişi Mira’nın ta kendisiydi. Mira ölüm defteri ile öldürülmekten kurtulmuştu ancak Nocku ölmüştü. Nikki ise defterin sahibinin adı deftere yazılmasına rağmen ölmeyen tek kişi olarak Mira’yı defterin sonraki sahibi olarak görmüş ve defteri ona teslim etmişti. 

Ne var ki Dünya’da yedi defter aynı anda çalışamaz. İlk düşen altı defterden birisi yeniden ölüm meleği diyarına götürüldüğünde defter yeniden işlevsel olarak çalışabilecekti. Bu yüzden Mira 1 yıl boyunca defteri yalnızca günlük olarak kullanmıştır. 

Elbette isimlerin yazılmasının ardından çok uzun zaman geçmesinin yanı sıra, kişilerin ölmesi için yazarken yüzlerini kafasında canlandırmalıydı. Bunların hiçbiri olmadığı için ve tam isimleri kullanmak yerine aşağılayıcı lakaplarla bahsettiğinden dolayı kimse ölmemişti. 

Mira deftere çok fazla isim yazıp kimseyi öldürmemeyi başaran ilk kişidir.