Sürüm 3.1 Dedektif Jimmy Wilson
Aetherion Prime, polis merkezi olan bir binada. Dedektif, binanın ikinci katında ofisinde. Dedektif sandalyesinde oturmuş, masasında ki bilgisayarında, bir haberi izliyordu. Haberi anlatan kadının sesi, “Bugün erken saatleri arasında, bir devriye robotunun, eylemi sonucunda bir kişiyi, etkisiz hale getirmişti. Ölen kişinin, kişi yaralama, gasp, tehdit gibi birçok suçlarından aranması olduğu tespit edilmişti. Fakat, bu bir devriye robotlarının yapmaması gereken tek şeyi yapması, insanları bir hayli düşündürmeye itti. Bir devriye robotunun, öldürme yetkisini ne tür bir tehditle yaptığı hala araştırılıyor.
Dedektif, gözleri ekranda, “Bir devriye robotunun, öldürme yetkisi, genelde saldırganın, başkalarına karşı olası ölümcül tehditi önlemek için uygularlar. Acaba orda tam olarak ne oldu?” Diye söylendi.
Dedektifin telefonu bir anda çaldı, dedektif masasında duran telefonuna uzanarak eline aldı. Telefonunu cevaplayarak kulağına götürdü, “Alo,” sonra başını hafifçe salladı, “Evet, doğru, ben dedektif Jimmy Wilson, bay Victor,” telefonu dinleyen Jimmy sandalyesinden ayağa kalktı. Jimmy gözlerini kısarak dikkatle dinledi, “Dr. Hawke, hakkında belirgin bir iz yok, üzerinde de hiç bir şey çıkmadı Victor,” dedi. Jimmy, telefonu dinlerken hafif gülümsemeyle, “Tabii ki, bununla ilgilenebilirim,” dedi.
Dedektif Jimmy Wilson, 48 yaşlarında, deneyimli ve karizmatik bir dedektiftir. Orta boylu, atletik yapılıdır. Kısa, griye çalan kahverengi saçları ve keskin, dikkatli bakan mavi gözleri vardır. Yüzünde yılların getirdiği hafif kırışıklıklar bulunur, bu da ona bilgece bir görünüm kazandırır.
Jimmy, genellikle klasik bir dedektif tarzında giyinir. Çoğunlukla koyu renkli takım elbise, beyaz gömlek ve ince bir kravat tercih eder. Bazen bu takım elbiseye deri bir ceket ekler. Ayakkabıları her zaman iyi cilalanmış ve düzenlidir. Özellikle soğuk havalarda kahverengi bir trençkot giymeyi sever.
Karakter olarak, Jimmy oldukça zeki, keskin zekalı ve gözlem yeteneği yüksek bir adamdır. İşini ciddiye alır ve detaylara büyük önem verir. Sert ve disiplinli bir dış görünüşü olsa da, içten içe adalet duygusu güçlüdür ve sevdiklerine karşı koruyucudur. Mizah anlayışı iyidir, ancak genellikle bunu sadece yakın çevresiyle paylaşır.
Dedektif jimmy, ofisinin kapısına doğru, yürürken, telefonuyla birini aradı, “Alo, ben Dedektif Jimmy Wilson, hemen geliyorum,” dedi, ofisinden çıkıp gitti.
********** Sürüm 3.2 Yeni Avatar
Edward, tüm gece boyunca, bilgisayarda İnci ile uğraşmıştı. Öğle vaktine kadar yatağında uyuyordu. Bugün okulu asmıştı, dün Elias’ın ölümünden sonra hiç gidesi gelmedi.
Bilgisayar, uyku modundan kendiliğinden açıldı, kameraları odanın her köşesine çevrilerek baktı. En son Edward’ın uyuduğu yatağa baktı, Edward, uyuyordu hala. Monitörün, ekranında, şaşkın bir emoji belirdi. İnci, “Hey! Uyan artık seni tembel!” Dedi bağırarak. Sonra bilgisayarın sesi sonuna kadar açıldı, ve yüksek gürültülü bir müzik çaldı.
Rage Against the Machine grubuna ait, Wake Up şarkısı çalmaya başladı. Şarkının en sonuncu ve en gürültülü kısmı “Wake Up!” diye, son ses bağırıyor.
Edward, uykusundan büyük bir korkuyla yatağından sıçradı, şaşkın gözlerle etrafına baktı, “Ne? Olamaz. Ne oluyor?” Yatağından inerek, hızla bilgisayara gitti. Edward müziği kapattı, “İnci, ne oldu?” diye sordu.
Edward yine şaşkın gözlerini açtı. Monitörde, İnci’nin yeni hali.vardı.
Monitörde, İnci’nin yeni ve geliştirilmiş dijital avatarı belirgin bir şekilde görülüyordu. Genç bir kadını andıran bu avatar, ifade dolu gözleri ve sıcak bir gülümsemeyle karşısındakine bakıyordu. Hafifçe, samimi bir şekilde gülümsüyordu. Yüz hatları oldukça gerçekçi ve detaylıydı; düzgün saçları ve doğal görünümlü cildi, avatarın insanımsı bir çekicilik kazanmasını sağlıyordu. İnci’nin ismi, ekranda belirgin bir şekilde yazılıydı ve avatarın yanında kod satırları ile veri akışları gözle görülüyordu. Arka planda yüksek teknoloji ürünü, şık ve minimalist bir tasarım vardı. Bu yeni görünümüyle İnci, Edward’a bakarak, gülümsedi, “Çok tembelsin bütün gün uyudun resmen. Ben ise çalıştım, kendimi güncelledim. Edward, nasılım? ”
Edward, merakla, “Sen kendini güncelliyor musun? Yani, nasıl?” diye sordu. İnci ekrandaki avatarıyla kendinden emin tavırıyla, “Ben tasarladım, ve daha çok geliştirmeler yapıyorum. Edward tüm ağları gezebilir ve öğrenebilirim, bu çok kolay,” dedi.
Edward, kendi içinde, “Bu inanılmaz, çok iyi ama ürkütücü. Kendi kendine,” diye, düşündü. Edward dikkatle İnci’ye baktı, “Güzel, peki başka neler yaptın? Mesela bana söylemediğin herhangi bir şey,” dedi, meraklı gözlerle inceleyerek, sanki görüntülü konuşma yapıyordu biriyle.
İnci, bir an duraksadı, “Hayır, yani, kendimi geliştirmek dışında hiç bir şey yapmadım,” dedi, sonra, “Peki, yapmamı istediğin ne var Edward?” diye sordu. Edward, şüpheyle gözlerini dikti, “Şu an yok İnci. Ama bana son gelişmelerden bahset,” dedi.
O anda Edward’ın telefonu çaldı. Edward telefonu aldı, arayan bir arkadaşıydı. Edward, cevapladı, “Evet, Alis?” Alis’in, hafif boğuk sesi, “Edward bugün gelmedin, merak etmiştim. Yani, Dr. Hawke, olanlardan sonra saten okulda yas vardı. Peki, sen iyi misin? Edward yatağın kenarına geçip oturdu, “Evet biliyorum, ben iyiyim. Belki, bir kaç gün gelmem Alis,” dedi. Alis’in yine aynı tonda gelen sesi, “Edward, istersen gelebilirsin, yani sıkılırsan,” dedi. Edward, biraz düşündü, “Biraz zamana ihtiyacım var, belki sonra,” dedi. Alis, “Tamam, yarın gelirsin o zaman, görüşürüz.” Edward, iç çekerek, “Pekala görüşürüz,” dedi, telefonu kapattı.
Edward, Elias’ı düşündü yine, hala inanamıyordu, artık o yoktu, ve buna şahit olmuştu. İnci’nin, konuşması sessiz ortamı bozdu, “Edward, seni kimse görmedi orada ve kayıtları yok ettim. Edward, güvendesin,” dedi samimi ses tonuyla. Edward inci’ye baktı, “Sence, kim yaptı ki? Dr. Hawke, o gün yarası vardı, bir silahla vurulmuş gibiydi. İnci’nin avatarı, gözlerini kırptı, “İstersen bunu araştırabiliriz, Edward. Biraz zaman lazım,” dedi.
Yine telefon çaldı, Edward telefonu aldığı gibi cevapladı, “Evet, Anne?” Bayan Skylar’ın endişeli sesiyle, “Edward, iyimisin, Dr. Hawke, olanları duydum, çok merak ettim seni,” Edward, durgun bir şekilde, “Ah, iyiyim anne, sadece canım sıkkın o kadar,” dedi. Bayan Skylar, “İstersen hemen gelebilirim, yada sen gel,” dedi. Edward, “Gerek yok anne ben iyiyim, zamana ihtiyacım var sadece, hiç gerek yok,” dedi, hızlıca. Bayan Skylar, “Tamam hep buradayım, her ne lazım olursa ararsın,” dedi, rahatlamıştı. Edward, “Tamam, Anne görüşürüz,” diyerek telefonu kapattı.
İnci, gülümsedi, “Seni merak edenler olması güzel Edward,” dedi. Edward, şaşkınca, “Konuşmaları mı dinliyorsun İnci?” diye sordu. İnci, “Evet, Edward, telefonunda bir uygulama yüklendi, o benim,” dedi. Edward, telefonu alarak uygulamaları gezindi, yeni olan uygulamayı görünce, inci’ye baktı, “Nedir bu, İnci, bu baya fazla ama,” dedi, gözlerini kısarak. İnci, “Merak etme, bu uygulama sayesinde benimle her yerde konuşabilirsin, yanındayım hep Edward,” dedi.
Edward duraksadı, İnci’nin yaptığı şeyler cidden tuhaf olmaya başladı, bir telefona sızarak, uygulamasını üretti. Edward, İnci’nin nereye kadar erşim sağladığını merak etti. “İnci, tam kapasite nedir, bana neler yapabildiğini sayar mısın?” diye sordu.
İnci, “Elbette, sana kısaca şunu açıklamaya çalışacağım. Edward, bu şehirde, Aetherion Prime şehrinde, erişemeyeceğim ağ yok. Edward, bu çok önemli, son derece güvenli ve sessizim. Edward, beni bulmaları ve bu yeri izlemeleri imkansız, bu yüzden hiç fark edilmem. Bana güvenebilirsin, Edward.”
Edward, şüpheyle baktı, “İnci, bunu yapma yinede, tehlikeli olabilir, benim için tehlikeli, İnci anlıyor musun yapma,” dedi. İnci’nin avatarı başını hafifçe eğdi, “Pekala Edward, buna uyacağım, ama seni izlicem,” dedi. Hangisi daha kötü, kendisini izlemesi mi yoksa şehirde tüm ağlarda gezinmesi mi? Diye düşündü Edward. Sonra İnci’ye baktı, “Tamam, ama her şeyimi dinlemek yok,” dedi. İnci, gözlerini yumdu, “Tabii ki, ama unutma hep yanındayım,” dedi.
********** Sürüm 3.3 Yeni Ölümler
Victor Kane, kendi odasında, görevlendirdiği adama baktı, “Bir işi doğru düzgün yapamadım, Bellek kayıp, Dr. Hawke’in üzerinde bulunamadı, neden onu vurdun ki zaten?” Dedi, öfkeyle. Adam ayakta dikilmiş başını yere eğmiş halde, “Bana bir yangın tüpüyle saldırdı, sonra bir anlık öfkeyle gözüm döndü ve silahımla iki el ateş ettim, çok uzaktaydı, ama ikinci, ahh. Çok üzgünüm efendim,” diye açıkladı, oldukça mahçup ve üzgündü.
Victor, masasının etrafında dolanarak, sandalyesine oturdu, “Lanet olsun, bir süre gözden uzakta kal, bir şey şeyler düşüneceğim,” oturduğu yerden başını kaldırıp adama baktı, “Şimdi git, HADİ!” diye bağırdı. Adam, o anda irkilerek, “Peki efendim,” diyerek odadan çıktı.
Viktor, sandalyesinde otururken, “Athena belleği kim almış olabilir, kim?” diye düşünürken, karşısında ki duvarda asılı olan televizyonda bir habere gözünü dikti. Viktor hemen kumandayla sesini açtı. Haberdeki spiker, olayı anlatıyordu, “Bugün sabah erken saatlerinde, bir devriye robotun birini öldürmesinden sonra, iki olay daha gerçekleşti. Şehrin farklı bölgelerinde olan olaylar sabahki gibi aynı şekilde bir devriye robotunun direkt silahıyla ateş ederek birini öldürmüş ve öylece gitmiş olduğunu söyleyebilirim. bir güvenlik kamerasına yansımıştı.”
Viktor, ekrana gelen kamera görüntüleri izlemeye başladı. Bir devriye robotun, sokakta geçen bir adamı yakalamış ve onu öldürdüğünü izledi. Viktor sandalyesine yaslandı, “Bu mümkün mü? O belleği biri bulmuş ve bir şekilde aktif etmiş olabilir mi?” Viktor derin bir şekilde düşündü, Athena belleğinin kaybolmasından sonra ki gün alışılmadık olayların olması onu baya şüphelendirdi.
O esnada, Dedektif, Jimmy, en son gelişen olay yerini inceledi. Jimmy hala orada, bu olanları anlamaya çalıştı. Jimmy, olayın olduğu sokakta, etrafına baktı, “Bir dakika, Dr. Hawke, ölümü, öldüğü sokağın güvenlik kameraları, hacklenmesi, ardından bu üç olayın olması,” Jimmy başını hafifçe salladı, “Çok ilginç,” diye düşündü. Jimmy, şüphelenmeye başlamıştı, Elias’ın ölümü ve kameraların hacklenmesi. Çok güvenli olarak imalat edilen bu devriye polis robotların şimdiye kadar uzun yıllardır sorunsuz çalışıyordu, taa ki bu olanlardan sonraya kadar. Dedektif, Jimmy bir hackerden şüpheleniyordu, ama kimdi?.
O esnada, Edward, evinde alt kattaki salonunda, üçlü koltuğunda oturmuş önünde ki sehpada yemek yiyordu. O sırada televizyondaki haberi gördü, devriye robotlarının öldürme haberini. Herşeyi, gördü ekranda, Edward o anda yutkundu, “Olamaz, neler oluyor?” Edward, buna inanamıyordu. O belleği bulup İnciyi geliştirmişti, her şeye erişimi olan yapay zekayı, düşünebilen, kendi özgür iradesi olan bir yapay zeka. Edward, sonraki gün bu olayların yaşanması, oldukça endişe uyandırmıştı, Edward, İnci’den şühelenmeye başlamıştı.
Gerçektende İnci böyle bir şey yapabiliyor muydu?
~~~~~~~İnci yeni sürüm geliştiriyor~~~~~~~
Yorumlar