Bölüm 11: Rejim’in Harekete Geçmesi

9 0 4 Ekim 2024

Lord Mordvan’ın zırhlısı, Lejyon’un sancak gemisi Kefaret’in eski usül konferans salonunda, rejimin kilit komutanları ve üst düzey danışmanlar, Sadrazam Amelric’in acil toplantı talebi üzerine toplanmıştılar.

İmparatorluk Devlet Danışmanı Vatos Coll, Orta Halka’da yıllarca diplomatik hizmet vermiş olmanın sebep olduğu kırışıklıklarla dolu yüzünü masaya eğdi ve muhalif sistemleri gösteren konferans masasındaki holo-harita’ya dokundu. 

“Bu sıradan bir ayaklanma değil. Komodor Phason çok daha derin bir şeyi ateşledi. Rejime karşı Anelae, Valeor ve Kalth bloğu da Senato ve Delegeler Meclisi’ndeki muhalefete katıldı. En kötüsü ise Artheus Sarayı bizi yakından izliyor – eğer Henrik D’Azore bize karşı karar verip Komodor’u suçsuz bulursa… Geri dönülemeyecek bir hasar alırız.”

Lord Mordvan homurdandı, ifadesiz altın maskesi haritaya sabitlenmişti. 

“D’Azore ve D’Artheus’lar eskisi kadar güçlü değil. Artheus Sarayı’nın bağlı olduğu ben merkeziyetçi demokrasi geçerliliğini yitirdi. Nüfuzları, İç Çerçeve içinde bile her geçen gün azalıyor.” 

Diğerlerine doğru döndü ve küçümseyici bir bakış attı. 

“Çekirdek soyluları adalet hakkında konuşuyorlar ama tek önemsedikleri şey mülklerini korumak. Yüzyıllardır yaldızlı sandalyelerde oturdukları için galaksinin onların iradesine boyun eğeceğini düşünüyorlar.”

Masanın solunda oturan Devlet Bakanı Lucian Verloine, her zamanki temkinli ses tonuyla, kaşlarını çattı. 

“Artheus Sarayı’nı hafife alıyorsunuz. D’Azore, eylemlerimizi meşruiyetsizleştirme veya bizi zorba olarak ifşa etme gücüne sahip. Phason hakkındaki kararı, direkt olarak hükümeti yok saymaya sebep olabilir. Artheus bize karşı karar verirse, Orta Halka da aynısını yapabilir. Hatta Çekirdek bile içeriden çökmeye başlayabilir. En kısa sürede senato Rejim’i görevden alabilir, her iki meclisin üçte ikisi muhalif olma yoluna gidiyor.”

Dış Çerçece’den Amiral Pol Orwin, Verloine’in sözlerine karşı sert bir şekilde kahkaha attı. 

“Ne olmuş? Baruch gibi kanunsuz gezegenler onlarca yıldır kaosla besleniyor. Yıllardır pislik ve kötülükle uğraşıyoruz – Phason neden farklı olsun? İsyanını bastırdık ve geriye sadece saklanan bir avuç eşkıya kal…”

 Bir anda tanıdık bir ses hepsini oturdukları metal sandalyede dikleştirmişti:

“Olası bir isyan, bizim için bir sorun olmayacak.”

Az önce konferans odasının kapısı tıslayarak açılmış ve konuşma anında kesilmişti. Sadrazam Amelric, eşikten geçtiği anda odanın kendisine ait olduğunu anlayan bir adamın yavaş  adımlarıyla içeri girdi. Uzun, ince bir adamdı. Altın apoletli siyah bir üniforma giymişti, göğsünde belirgin, iki kısa mızraklı İmparatorluk mührü ve altı tane madalya vardı.

Amelric, ellerini arkasında kavuşturdu, toplanmış komutanların önünde yavaşça kendisi için ayrılan orta koltuğa geçti. Holo-harita titreşerek, tartışmalı sistemleri, potansiyel isyan noktalarını ve en önemlisi, Phason’un kaderini belirleyecek  yeri, Artheus Sarayı’nı gösteriyordu.

“Bu sözde… duruşma hiç gerçekleşmeyecek. Üç hafta içinde olağanüstü hal ilan edilecek ve İmparatorluğun tüm düşmanları Askeri Mahkemeler tarafından yargılanacak.” diye başladı Amelric, sesi sakin ama kesindi.

Durdu, bakışlarını odaya doğru çevirdi. “Duruşmalar artık savaş alanlarına dönüşmüş durumdalar. Ve onlara bu şekilde davranmamızın zamanı geldi.”

Verloine öne doğru eğildi, inanılmaz huzursuzdu ve bunu belli etmekten kaçınmıyordu. “Lordum, afedersiniz ama, Artheus Sarayı galaksi tarafından hala hukukun merkezi olarak kabul ediliyor. Burada sınırları aşarsak, sıkıyönetim ilan edip davayı durdurursak, sadece Orta Çerçeve’den değil, Çekirdek’in kendisinden de açık bir isyan riskiyle karşı karşıya kalırız. Yvette D’Azore Senato’da zaten bize karşı her geçen gün daha büyük muhalefet oluyor. Öyle senatörler var ki—”

Amelric elini kaldırarak onu sözünü kesti. “Senato ve Temsilciler Meclisi ile ilgilenilecek. Her iki yasama organını da belirsiz bir süre için dağıtmayı düşünüyorum. Olağanüstü Hal Yasası kapsamında buna hakkımız olacak. Bu arada, Phason’dan başlayarak tüm isyancılar, muhalifler ve rejim düşmanları için askeri mahkemeler kuracağız.”

Vatos Coll koltuğunda rahatsızca kıpırdandı, Verloine ve Amelric’e bakakalmıştı, hemen lafa dahil oldu:

“Senato’yu dağıtmak mı ?… Sadrazam hazretleri, bu tehlikeli bir yol. Senato eskisi kadar güçlü olmayabilir olabilir, ancak yine de kilit sistemler üzerinde nüfuz sahibiler. Buna karşı gelecek tepki… tahmin edilemez.”

Amelric, sesini daha da sertleştirerek.

“Tepki kontrol edilecek,” diye cevap verdi. “Çok fazla söylem, çok fazla tartışmaya izin verdik. Phason bizi alaya aldı ve Henrik D’Azore’de buna izin verdi. Bu dava telafisi mümkün olmayan hasarlara yol açmadan önce, başlamadan sona ermeli.”

Şimdiye kadar sessiz kalmış olan Amiral Orwin memnunca sırıtıyordu, sandalyesine yaslanarak kısa bir alkış tuttu.

“Olağanüstü hal tam da ihtiyacımız olan şey. Senato bizim beladan başka bir şey değil ve Temsilciler Meclisi korkaklarla dolu. . Phason askeri mahkeme tarafından idam edildiğinde kimse asla isyana cesaret edemez.”

Amelric başını salladı. 

“Kesinlikle. Duruşmanın sonuçlanmasına izin verilmeyecek. Mahkeme, Senato, halk – hepsi İmparatorluğa meydan okumanın bedelini anlayacak.”

Verloine’in sesi hala gergindi. 

“Ama efendim, Senato’yu dağıtsanız bile, D’Azore’un mahkemesi hala çok saygı görüyor. Bir karar verilmeden önce içeri girip Phason’u idam edersek, tiran olarak görülebiliriz. Bize sadık olan sistemler bile bize karşı gelebilir.”

Amelric’in ifadesi sertleşti. 

“Saygı gücü kontrol etmez, sayın bakan. Bu evrende yalnızca İmparatorluk gücü temsil eder. Ve biz her sisteme, her gezegene bu gerçeği hatırlatacağız. D’Azore’lar ve D’Artheus’lar müttefik değiller, hiçbir zaman da olmadılar. Sadakatleri rejime değil, eski yollara, bunu sen de biliyordun..”

Bakan Verloine’in gözleri bu sözlere kıpkırmızı olmuştu, neredeyse ağlayacaktı. Amelric’in soğuk,  vahşi  planını ve olası sonuçlarını dinlerken sol gözünden bir yaş aktı. Olası bir iç savaş galaksiyi bekliyordu. Bir zamanlar galaksiye umuduyla liderliği öğreten, İmparatorluk için yeni bir şafak vaat eden adamı zar zor tanıyordu artık. Yıllar önce uğruna başa geçtikleri  hayal, çok şey vaat eden reformlar bugün kesin olarak sönmüştü. Amelric, bir zamanlar yok etmeye yemin ettikleri şeyin ta kendisi olmuştu.

Yorumlar

Bir yanıt yazın

Ayarlar

×

Bölümler

×

Metin Raporla