“Son kez söylüyorum, gemiyi durdurun, yoksa ateş açmak zorunda kalacağız.”
Ancak Abanozkalp’in pilotu Timeolis Thorpe bu uyarıyı dikkate almamıştı. Peşine takılan küçük İmparatorluk gambotunu atlatacağından emindi. O geldiği uzak gezegende, akrabaları tarafından elinden neredeyse her şeyi alınmış bir gezgin, sadece yaşamaya çalışan basit biriydi. Üstelik mülk de istemiyordu, onun için gerekli olan şey yalnızca gemisi “Abanozkalp” idi. Ve onu da elde etmişti işte. Tabii -yasal- sorunları göz ardı ederse.
Ne yazık ki bu sorunlar göz ardı edilecek bir şey değildi. Yasal olarak, yetişkin hayatı boyunca kullandığı geminin değerinin teyzesi ve kendisi arasında ikiye bölünmesi gerekiyordu. İşte bu günlerde Tim, kendine bir ev, bir yuva ve en önemlisi bir dost olan bu Orkut sınıfı taşıma gemisinin satılmasını reddedip, gemiyi kaçırmaya karar vermişti. Elbette akrabalarından geride kalanlar peşine İmparatorluğu ve çeşitli paralı askerleri takarak onu geri getirmeyi denemiştiler, ama Kaptan Thorpe, her zaman kurnaz, tatlı dilli olmasının yanı sıra, galaksinin gördüğü en iyi pilotlardandı. Ve şimdi, yine ailesinin kollarından sıyrılmış, maceralarının onları ayırdığı eski bir dostu olan Winso’yu gemiye geri almaya gidiyordu. Gemiyi kaçırdığı sırada tamir için işe aldığı bir Urrelia’lıydı birkaç sene beraber seyahat etmişlerdi. Ne yazık ki Dış Çekirdek’te bir grup korsan, kendisini pusuya düşürünce uzaylı dostunu geride bırakarak kaçmak zorunda kalmıştı.
Arkasındaki gambot taciz ateşi açmaya başladığında düşüncelerinden kurtuluverdi. Gemiyi hızla gittiği yönün soluna çevirip, bir asteroid alanına girerek gambotu geride bırakmayı hedefliyordu.
“Gemiyi durdurun! Amacımız saldırı değil, daha fazla şiddet istemiyoruz! Yalnızca kimlik kontrolü yapmamız gerek”
Gambotun iletişim kanalından gelen mesajı bir kez daha duymamazlıktan geldi ve gemi motorlarını en yakıcı seviyeye getirip, asteroid alanına dalış yaptı. Her bir saniyede dümeni ve gemisinin manyetik alanını farklı noktalara çekerek bu asteroidlerin yanından sıyrılmıştı. Başka birini korkudan titretecek olan bu manevralar, Kaptan Thorpe’un alıştığı hareketlerdi. Çok geçmeden gambotun radardan çıktığını fark etti ve derin bir nefes aldı. Kendi kendine sırıtarak kokpitin sağ altındaki dolaptan bir şişe Orta Çerçeve şaraplarından çıkararak kokpitte bir bölmeye konulmuş bardağın yarısını parlak mavi içecekle doldurdu ve yudumladı.
Ama alışmadığı bir şey varsa o da bir seyahatin ortasında kendinin kontrol edemediği bir manyetik çekime kapılmaktı. Ne olduğunu anlamadan Abanozkalp yan yattı, şarap üzerine döküldü ve yan devrilmemek için için kokpit koltuğunun iki ucuna da sıkıca tutundu. Kokpitten dışarı baktığında ise gördüğü tek şey iki büyük asteroidin arasına inşa edilmiş bir tür uzay istasyonuna çekildiğiydi.
Kim galaksinin bu kadar ücra bir bölgesine bir istasyon kurardı ki ? Elbette kolları bir deniz hayvanı gibi bütün galaksiyi emen Galaktik İmparatorluk…
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.
Daha fazla Lore parçası isterük